Özgün Araştırma

Radius Alt Uç Kırıklarının Volar Kilitli Plak ile Tespitinde Karşılaşılan Sorunlar ve Cerrahi Öğrenme Eğrisi Arasındaki İlişki

10.5152/jarem.2011.12

  • Ayhan Kılıç
  • Serdar Kamil Çepni
  • Halil Polat
  • Ümit Çetin
  • Abdülkadir Polat
  • Atilla Sancar Parmaksızoğlu

Gönderim Tarihi: 24.08.2011 Kabul Tarihi: 16.09.2011 J Acad Res Med 2011;1(2):38-43

Amaç:

Bu çalışmada radius alt uç kırıklarının volar kilitli plaklarla tedavisinde karşılaşılan sorunların cerrahi öğrenme eğrisi ile arasındaki ilişki değerlendirildi.

Yöntemler:

Volar yerleşimli kilitli plaklar ile tedavi edilen 50 erişkin hastadaki (30’u erkek, 20’si kadın, ort. yaş 44. 5; dağılım; 18-75) izole radius alt uç kırığı bu çalışmada geriye dönük olarak değerlendirildi. Hastalar, 2005-2007 yılları arası (Grup A; nA=25) ve 2007-2009 yılları arası (Grup B; nB=25) olarak iki gruba ayrıldı. Grup A’daki hastaların ortalama yaşı 43.5 (dağılım; 18-75) olup, 17’si erkek, 8‘i kadındı. Kırıkların AO/ASIF sınıflamasına göre dağılımı; 13 (%52)’ü tip C; 8 (%32)’i tip B; 4 (%16)’ü tip A idi. Grup B’deki hastaların ortalama yaşı 45 (dağılım; 20-66) olup, 13’ ü erkek, 12’si kadındı. Bu gruptaki kırıkların 19 (%76)’u tip C; 4 (%16)’ü tip B; 2 (%8)’si tip A idi. Hastaların toplam cerrahi ve radyoskopi süresi kaydedildi. Cerrahi sonrası yapılan erken ve geç gözlemlerde elde edilen radyolojik ve işlevsel sonuçlar ve karşılaşılan sorunlar kaydedildi. Öznel ve nesnel değerlendirme ölçütleriyle elde edilen veriler karşılaştırıldı.

Bulgular:

Hastalar, ortalama 22 ay süre ile takip edildi. Student t testi ile yapılan değerlendirmede iki grup arasında yaş, cinsiyet ve kırık tipi bakımından fark bulunmadı. Toplam cerrahi ve radyoskopi süresi, Grup A’da belirgin olarak daha uzundu. Ameliyat sonrası yapılan değerlendirmelerde; Grup A’da hastada uygulanan bir vidanın eklem içi olduğu görüldü ve revize edildi. Grup B’deki 1 hastada cerrahi sonrasında ulnar sinir nöropraksisi geliştiği saptandı. Plağın vidalanması sırasında Grup A’daki 8, Grup B’deki 3 hastanın uygunsuz uzunluktaki vidalarla tespit edildiği saptandı. Her iki gruptaki birer hastada distal vidalardan bir veya birkaçının plağa uygun kilitlenmediği tespit edildi. Grup A’daki 5, Grup B’deki 2 hastada plak yerleşimi merkezi değildi. Her iki gruptaki hastaların kırıklarının tümünde ortalama 7 haftada kaynama sağlandı. Geç dönem değerlendirmelerinde; Grup A’daki 3 hastada evre I, 2 hastada ise evre II artroz görülürken, Grup B’de 1 hastada (evre II) artroz bulundu. Her iki grupta birer hastanın radiokarpal eklem hattında çökme gözlendi. Ayrıca Grup A’da 7, Grup B’deki 2 hastada volar/dorsal yüzde şişlik ve batma hissi ve elini kullanmada güçlük yakınması vardı. Grup A’da 4, Grup B’de 1 hastada yumuşak dokunun tahrişine bağlı olarak gelişen tenosinovit tablosu tespit materyallerinin çıkartılması ile tedavi edildi.

Sonuç:

Radius alt uç kırıklarının cerrahi tedavisinde sıklıkla uygulanan volar kilitli plaklama yöntemi cerrahın bilgi ve deneyimine göre değişen bir öğrenme eğrisi gerektirir. Tespit esnasında temel tekniklere sadık kalınmaması orta ve geç dönemde çeşitli sorunlara yol açabildiği gibi ikincil cerrahi girişimleri zorunlu kılabilir. (JAREM 2011; 1: 38-43)

Anahtar Kelimeler: Distal Radius kırık, volar plaklama, kilitli plaklama, komplikasyon, tespit sorunları, ögrenme eğrisi