Zor Laparoskopik Kolesistektomi Bağlamında Rouviere Sulkusunun Sıklığı, Varyasyonları ve Önemi
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Orijinal Araştırma
P: 71-77
Ağustos 2022

Zor Laparoskopik Kolesistektomi Bağlamında Rouviere Sulkusunun Sıklığı, Varyasyonları ve Önemi

J Acad Res Med 2022;12(2):71-77
1. University of Health Sciences Turkey, Gaziosmanpaşa Training and Research Hospital, Clinic of General Surgery, Istanbul, Turkey
2. University of Health Sciences Turkey, Hamidiye Faculty of Medicine, Department of Anatomy, Istanbul, Turkey
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 31.01.2022
Kabul Tarihi: 28.06.2022
Yayın Tarihi: 25.08.2022
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

Araştırmacılar, laparoskopik kolesistektomide (LK) birkaç anatomik dönüm noktası, “critical view of safety” olarak adlandırılan kistik yapıların tanımlanması için bir yöntem ve vasküler ve biliyer yaralanmalardan kaçınmak için ameliyat teknikleri tanımladılar. Bu çalışmada, zor laparoskopik kolesistektomi (ZLK) ameliyatları bağlamında Rouviere sulkusunun (RS) sıklığını, varyasyonlarını ve önemini belirlemeyi amaçladık.

Yöntemler:

Safra kesesi hastalığı olan ve LK yapılan 102 hastanın video kayıtları incelendi. ZLK’ler Tokyo Rehberi’ne göre belirlendi. RS tipi ve varsa boyutları not edildi. RS’nin özellikleri tanımlayıcı istatistikler kullanılarak belirtildi ve toplanan veriler SPSS sürüm 25.0 kullanılarak analiz edildi.

Bulgular:

Yüz iki hastanın 80’inde (%78,4) RS mevcuttu. Sulkusun en sık görülen tipi yatay tip idi, daha az sıklıkla oblik tip ve nadiren dikey tip idi. En sık görülen sulkus tipi tip 1A, daha az sıklıkla tip 1B ve tip 2 ve nadiren tip 3 idi. Ortalama boyut, 12,5 mm uzunluğunda ve 6,9 mm genişliğindeydi. Tip 1A sulkuslarda yaygın olarak bir damar veya safra yapısı görüldü. Kolesistektomi operasyonlarının neredeyse yarısını ZLK’ler olarak belirledik ve bu ZLK uygulanan hastaların üçte ikisinde RS mevcutken, standart LK’lerin çoğunda RS mevcuttu. Yoğun enflamasyon nedeniyle açık cerrahinin tercih edildiği dört hasta dışında hastaların çoğuna LK uygulandı. Hiçbir ölüm veya safra kanalı yaralanması tespit edilmedi.

Sonuç:

Türkiye’den bu örnekte; RS sıklığı ve tipi literatürdeki raporlara benzer bulundu. RS mevcut olduğunda (mevcut ve görselleştirilmiş), LK’nin güvenlik önlemlerine çok katkıda bulunur. ZLK’ler söz konusu olduğunda, RS’nin mevcudiyeti ve uygunluğu cerrahlar için sınırlı veya yanıltıcı olabilir.