Özgün Araştırma

Standart ve Tüpsüz Perkütan Nefrolitotomi Yapılan Hastaların Böbreklerinde Rezistif İndekslerinin Karşılaştırılması

10.5152/jarem.2013.09

  • Yiğit Akın
  • Işıl Başara
  • Hakan Gülmez
  • Selçuk Yücel
  • Aliseydi Bozkurt
  • Barış Nuhoğlu

Gönderim Tarihi: 05.02.2013 Kabul Tarihi: 26.03.2013 J Acad Res Med 2013;3(1):19-23

Amaç:

Böbrek taşı tanısıyla standart ve tüpsüz perkütan nefrolitotomi (PNL) uygulanan hastalarda, opere edilen böbrek parankim hasarı ve vasküler dirençlerin renal renkli Doppler ultrasonografi (RDUS) ile karşılaştırılması amaçlanmıştır.

Yöntemler:

PNL yapılan hastalar 2009-2011 yılları arasında değerlendirildi. Böbrek alt kaliksten sadece tek giriş yapılan ve düzenli takiplerine gelen 43 hasta değerlendirildi. Standart (n=22) ve tüpsüz (n=21) PNL yapılanlar olarak, hastalar iki gruba ayrıldı. Operasyon öncesi, sırasındaki ve sonrasındaki demografik veriler kaydedildi. Operasyon öncesi, operasyon sonrası erken dönemde ve operasyon sonrası orta dönemli takiplerde RDUS ile böbrek rezistif indeksleri (RI), parankim kalınlıkları ve ekojeniteleri değerlendirildi. İstatistiksel analizlerde, anlamlı p değeri p<0,05 olarak kabul edildi.

Bulgular:

Ortalama yaş 47,18±1,3 yıl, ortalama takip süresi 10,71±1,2 ay olarak saptandı. İki grup arasında demografik verilerde istatistiksel anlamlı farklılık yoktu. Grup 1’de hastanede kalış Grup 2’ye göre yüksekti (p=0,04). Grup 2’de operasyon süresi istatistiksel anlamlı daha kısaydı (p=0,002). Operasyon sonrası erken dönemde yapılan RDUS’ta, girişim yapılan böbreklerin alt pollerinde, Grup 1’deki RI, Grup 2’den daha fazlaydı (p=0,018). Operasyon öncesi ile karşılaştırıldığında, her iki grupta erken post operatif dönemde RI ve parankim kalınlığı istatistiksel anlamlı farklıydı. Orta dönemli takiplerde, Grup 1 ve Grup 2’de girişim yapılan böbreklerin alt pollerinde, operasyon öncesi ile karşılaştırıldığında, RI’de istatistiksel anlamlı olmayan yükseklik, parankim kalınlığında istatistiksel anlamlı azalma mevcuttu. Operasyon öncesi ve sonrası ekojenitelerin karşılaştırılmasında, istatistiksel anlamlı olmayan farklılıklar mevcuttu.

Sonuç:

PNL, 2 cm’den büyük taşların tedavisinde güvenle kullanılan minimal invaziv tedavidir ve seçilmiş hastalarda, tüpsüz yapıldığında kısa hastanede kalış sağlar, kısa takip süresinde daha az böbrek hasarı oluşturur, standart PNL kadar başarılıdır. (JAREM 2013; 3: 19-23)

Anahtar Kelimeler: Böbrek hasarı, doppler uItrasonografi, nefrolithiazis, perkütan nefrolitotomi